4 Ağustos 2009 Salı

Kürt Çalıştayı İçin Alternatif Gazeteciler!

KÜRT Çalıştayı'na çağrılan gazetecileri CHP yandaş ilan etti, Bahçeli ise "Kötü adamlar" dedi. İşi biraz şakaya vurursak, sanki Türkiye'de başkası yokmuşgibi, Sabah akşam TV'lerde Kürt konusunu anlatan gazetecilerin tercih edilmesi bence de yanlış oldu. Pek çok ünlü gazeteci de görüş açıklayamadı. Gelin, öteki bazı gazeteciler çağrılsa ne derlerdi diye biraz kafa yoralım.
FATİH ALTAYLI: Ben bunları yüz yıldır söylüyorum ama dinleyen kim. Apo'ya da kaç kere söyledim böyle olmaz, şöyle olur diye ama yok kardeşim herifler kafasız. Genelkurmay başkanlarınıın tekmiline birden anlattım bu işin nasıl çözüleceğini ama onların da kafaları basmadı. Siyasetçiler derseniz kapımdan ayrılmazlar fikrimi almak için ama iş uygulamaya geldi mi ara ki bulasın heirfleri. Yani adam olmaz bu herifler. 78457 kere ne zaman adam oluruz diye yazdım bıktım artık. Benim aralarında ne işim var bu adamların kardeşim?
HINCAL ULUÇ: Eskiden olsa, Ecvet Güresin, Bedii Faik, Burhan Felek oturur Kürt meselesini bir günde çözerdi. Nerede eski gazeteciler. Şimdiki gazetecilerden hiçbir şey olmaz. Ha bu arada, Yasemin! Svveetheart'a haber ver, Modern Folk Üçlüsü akşam konsere bekliyor.
'GÜNERİ CIVAOĞLU: Ben öyle her toplantıya her gazeteciyle gitmem. Ekibim var, Reha olacak, Mehmet olacak. Çalıştay listesine baktım, bizim ekipten kimse yok.
Üstelik Paris'te de değil. Allah bilir şarap, ıstakoz da yoktur.
ERTUĞRUL ÖZKÖK: Bu konunun fitilini zaten ben yakmışım. Apo'nun avukatlarını ben yazmasam, kim tartışmaya cesaret ederdi. Üzerime düşeni yaptım yani. Şimdi Ankara'da gidip gustosu, aurosu olmayanlarla konuşamam.
BEKİR COŞKUN: Ben bunların Çankaya'daki 1 numarasına bile "Benim Cumhurbaşkanım değil" diyorum, anlamıyorlar, kalkmış bakan beni çağırmış.
Laikliği yıkmanın odağı oldula', şimdi ülkeyi bölecekler, yandaş arıyorlar.
UĞUR DÜNDAR: Böyle bir toplantı yapacaksan, canlı yayınlayacağın ve oturumun yönetimini de bana vereceksin arkadaş. Yoksa havanda su döversin. Zaten bunlara Ergenekon iddianamesinden gıcığım.
REHA MUHTAR: Her gün yazıyorum, sanki yazan ben değilmişim gibi bir de çalıştaya çağırıyorlar. Alın okuyun. İşim mi yok, gelip bir de size anlatacağım. Zaten iki bebekle uğraşmaktan imanım gevremiş.
DİLEK ÖNDER: Allah Allah, davetiyeyi görünce gözlerime inanamadım. Tam da o gün, asansörde tecavüze uğrayan damacananın ağzını ölçmüştüm, 4.5 cm çıkmıştı. Kürt Çalıştayı'nda aşk mı konuşacaklar bunlar şekerim?
AYŞE ARMAN: Dubai çölünde ciple yanlış yöne giderken telefon çaldı. İçişleri'nden arıyorlarmış, Kürt Çalıştayı'na çağırıyorlarmış. Hamiş, tesettüre girdiğim için bana kızgınlar ya, vallahi kamera şakası sandım.
SERDAR TURGUT: Bizim İsmail'e anlatıp duruyorum, bu Kürt meseleleriyle gazete satmaz diye. Biraz hayat, stil, aşk, mastürbasyon olmalı. Bunu söyleyen ben değilmişim gibi Kürt Çalıştayı çıkarmışlar.
Nevv York'ta olsa gitmem.
AHMET HAKAN: Kendimi Prof. Azmi Hamzaoğlu'nun ellerine teslim etmiş, narkozdan bayılmışken, aram şiar. Telefonu da, o baygın gözlü hemşire açmış, "Ahmet Bey nasıl gelsin, şimdi ameliyatta" demiş.
MUTLU TÖNBEKİCİ: Ayol Bodrum'da laptop'un tamiri için kan ter içinde koştururken telefon çaldı. Ben bizim gazetenin santralı sandım. "Gelemem canım" dedim, zaten bugünlerde manita burnundan soluyor. Onu bırakamam.
EMRE AKÖZ: Durun baba ya, zaten Alevilerle papaz olduk. Başımıza birde Kürtleri çıkarmayın. Hem şimci o toplantıda Talisker filan da vermezsiniz. Ayranı dayarsınız önümüze. Bu sıcakta ayran mayran hiç çekemem.
(Değerli meslektaşlarımın affına sığınıyorum.)

Doğan Satmış, 4 Ağustos 2009, Habertürk

Bahçeli Başbakan'a sataşabilir mi?!

Geçtiğimiz günlerde, PKK zade DTP hatunlarından bir vekil hanım Başbakan’ın “kellesini almaktan” söz ediyordu!.. Esip savurduğu mekan çok ilginçti, Kato Dağı.. Bu dağ başı malum, eşkıya yatağıdır.. Bir de “Koyun kırkma festivali” mekanı.. Bakmayınız adının “Koyun kırkma” olduğuna, isim geleneksel, geçmişten geliyor ama şimdi bu festival PKK militanlarının bir araya gelip devlete kafa tutma, gövde gösterisi yapma yerine çevrilmiş bulunuyor!..
İşte o kadın da orada, eşkıya sürüsünü gaza getiriyordu...
Meseleyi öğrenince aklıma ne geldi dersiniz?!.
Erciyes’de her yıl yapılan geleneksel “Zafer Kurultayları” artık yapılmıyor biliyorsunuz... Bay Bahçeli öyle uygun gördüğü için!..
Kato Dağı’nda Eşkıya dört bir yana nara salarken, Erciyes sus pus!.. Bay Bahçeli, “Bizi sokağa çekemezler” modunda tutarlı siyasetçi ya!..
Gene geçtiğimiz günlerde seyrettiğimiz tv manzaralarından aktaralım...
PKK ve Apo yoluna paspas parti bakıyorsunuz memleketin dört bir tarafında pıtırak gibi... DTP Çanakkale ve Edirne’de kongre yapıyor, partinin adamları bu kongrelerde mesajlarını veriyorlar...
Beri tarafta öğreniyoruz ki; Bay Bahçeli Diyarbakır’da partiyi kapatmış!.. (Iğdır’daki vaziyeti hiç hatırlatmayayım!)


Sen ne yaptın?
Ama muhterem “sağa çektiğini, sol şeridi boşaltıp yol verdiğini” bile fark etmiyorcasına sallıyor!.. Kime?.. Başbakan Erdoğan’a...
İyi de beyim zatınız ne işle iştigal içindesiniz?!.
“Bizi sokağa dökemezler..!”
Afferim; oturun evde kısmetinizi bekleyin..!Nasıl olsa günün birinde bir beyaz atlı, Ecevit ve de atın terkisinde Mesut gelirler sizi de ihya ederler, kısmetiniz hayır olsun!..
Memleketin yangın yeri haline tepeden bakacaksın, ne iş yaptığın meçhul (Pardon, başkanlığı kurtarma gayreti var) arada bir elinde kağıt, surat bir karış, kaş çatık elini kolunu sallaya sallaya bağırıp çağıracaksın!.. Bir parti içi muhaliflere göz dağı, iki Başbakan Erdoğan’a salvo!.. İşlem tamam.. Surat felaket, zaten imaj “sinirli adamlar partisi, ilişmeyelim!”; kaşlar çatık olunca söylediklerini de ahali “memleketin hayrına öfke!” diye yorumlayacak amaç hasıl olacak!..
Ama şöyle bir durum var...
PKK çetesi, başındaki Apo, tüm düşman efradı, kendilerine öncelikli hedef olarak Tayyip Erdoğan’ı gösteriyorlar... Zatınız hiç de öyle “tehlike” sayılmıyorsunuz onlar için!..
Bu ne iş!?


Sicil ne der?!
Tayip Erdoğan’ın sicilinde “Gel bakalım Hasip..” muhabbeti var mı?!.
Ya da, “Sincan Uygur Bölgesi”nde hem de katliam günlerinde, DTP’li ile karşılıklı göbek atıp gerdan kıran Ak Partili var mı peki?!.
Eşkıyabaşının urgan konusu artık ucuz hatırlatma olabilir diye burada bahsetmeyeceğim bile...
Bu mesele ile ilgili herkes konuşuyor da, MHP’nin tepesindeki Bahçeli’nin söylediklerine, samimi olduğuna bendeniz asla neden inanmıyorum!!?
Kendileri “MHP’nin bu ihanet senaryolarında rol alması hiçbir şart altında düşünülemeyecektir” demiş bulunuyorlar.. 2000 li yılları hatırlıyorum.. İktidarın AB ile al takke ver külah meselelerinin başladığı dönemleri.. Şu telekom, enerji hatları meseleleri... Ecevit’in arkasında uslu uslu sigaraya takılmalar, Derviş’e teslim olmalar..!
Senaryoların zamanımıza uzayan parçaları yok mu?!
Çankaya’yı kim seçti?!.
Biraz sandıktan da söz edelim... Bahçeli Bey sandıktan nasıl zuhur ediyor, hangi beceri ile?!..
Millet partisine neden oy veriyor, biliyor mu?!.
Hangi müthiş çözüm planı, hangi programı oy topluyor..?
Partinin geleneksel misyonu...
Ülke üzerinde dolaşan kara bulutlar, bölücü saldırı, daha açık deyimle PKK olmasa kim oy verir oraya, kim?!
Şimdi burada soruyorum, neredeyse iki yıldır memleket “Ergenekon” diye hop oturup kalkıyor..! Bu beyefendi nerede?.. Bırakın dava içerisindekilerle ilgili fikir beyan etmesini... Ergenekon isminin korunması için insan tek bir kelime etmez mi?!
Arada bir çıkacaksın Başbakan’a çakacaksın..
Ne o ?.. Beyimiz memleketi koruma kollama görevi yapıyor!..
PKK yakında Erciyes’de şenlik yapar; siz de gider şeref konuğu olursunuz artık!!.

Behiç Kılıç, 4 Ağustos 2009, Yeniçağ

Not: Bu adamın ilk defa bir yazısını yayınlıyorum, takdire şayan sanki.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

guftekar.com


Aslında guftekarla ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki; nereden başlasam bilemiyorum sanırım. Bildiğim yegane gerçek, inşallah bir gün mutlaka guftekar.com un başına döneceğim ve onu tekrar bir numara yapacağım.

Günde 20 kişi girdiğinde nasıl sevindiğimi hatırlıyorum. Şarkı listelerinde "Bring Me To Life" fırtınası estiği zamanı nasl unutabilirim ki. Ya da ona rakip olabilecek şampuan reklamından icat "Dale Don Dale" isimli müthiş şarkıyı.

Ya foruma ne demeli? 12.000 üyeye sahip olmak ayrı bir olaydır, forumun güncel tutulabilmesi ayrı bir olay. Sürekli online olan insanlar ve sürekli güncellenen, tartışılan konular. Forumu sahiplenen arkadaşların da hakkını yememek lazım. Orda ki kavgalarımızın başlıca sebebi olsalar da. Lise çağıdaki genç arkadaşlarımızla sidik yarışına girmek kolay bir olgu değil tabiki. Forumda da editörlerimizin yaptığı tam olarak buydu.

Çalınan şarkı sözü çevirilerimiz için giriştiğimiz mücadeleler, bilmemkaç sayılı kanuna uygun olmadığı için şarkı sözlerinin yayınlanamasına karşı çıkanlar ve bu yüzden avukatlarla görüşmemiz, forumdaki açıklar vs.. Uğraşacak çok şeyimiz vardı ve biz uğraştık. Keyif aldık, eğlendik. Hatta zaman zaman para bile aldık. Ama bitti.

Zirvede bitti. Bir daha da doğrulamadı yıllardır. Güncel olmayan bir şekilde yaklaşık 3 senedir hizmet alınabilmekte olup, çalışmayan linklere, olmayan bir foruma sahip olup, bütün bunlara rağmen google da hala en başarılı şarkı sözü siteleri arasında. Sadece artık 1 numara değil.

Geri dönecek mi, yoksa wimbledon hikayeme mi dönecek kestiremiyorum şu anda. Ama bu konuda sanırım meseleyi çözecek olan, tekstilpasaji.com.

Herşey guftekar için.. =)