2 Ocak 2010 Cumartesi

Utanmaz mısınız? - Mehmet Altan

Dün yeni yılın ilk günüydü... Sabah kalkıp, gazete manşetlerine göz atınca, aklıma çok sevdiğim bir "Temel Fıkrası" geldi. Temel kompartımanın kapısını açıp, içeri bakınca...

Bir İngiliz, bir Fransız ve bir Alman’ın oturduğunu görmüş...

-“Ulan gene mi siz”, diyerek kapıyı kapatmış...

***

Seferberlik Tetkik Kurulu’nda arama yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan’ı takip ettiği belirtilen Kangoo model iki araca Terörle Mücadele Ekipleri operasyon düzenlemiş... Durdurulan araçlardan 4. Kolordu Komutanlığı ile Deniz Kuvvetleri’nde görevli sivil giyimli yedi asker çıkmış... Askerler, Ankara Merkez Komutanlığı’na götürülmüş...

Haberin yanı başında ise Genelkurmay Başkanı’nın, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yayınladığı yeni yıl mesajı vardı:

“Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Ebedi Başkomutanımız Atatürk’ün engin düşüncelerinin rehberliğinde yürüttüğümüz tüm faaliyetlerimizle, güçlü bir Türkiye idealine ulaşmanın gayreti içindeyiz. Vatanın gayretli kimselerin omuzları üzerinde yükseleceğine inanarak çalışan nitelikli personelimizle, enerjimizi başka alanlarda tüketmeden, emin adımlarla bu hedefe doğru ilerlemeye devam ediyoruz.”

***

Daha yeni yıla “Bismillah” demeden, dünkü gazetelerde askerlerle ilgili bir diğer haber, Genelkurmay Başkanlığı’nın ardından Jandarma Genel Komutanlığı’nın da Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne kuruluş ve kadrolarında “JİTEM” adı altında bir birimin bulunmadığını bildirmesiydi...

3. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır, Mardin, Batman ve Şırnak’ta çeşitli tarihlerde birden fazla adam öldürme, kundaklama ve bombalama eylemi gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan ve aralarında PKK itirafçılarının da bulunduğu 11 sanıklı davaya bakıyordu...

Jandarma Genel Komutanlığı’nın mahkemeye gönderdiği yazıdaki şu cümle dikkatimi çekti:

“JİTEM isminin bir süre daha bölgede bazı vatandaşlarla bir kısım devlet görevlileri tarafından kullanılmasının, tamamen bilgisizlikten veya jandarma ile ilgili olmayan kötü niyetli bir kısım çevrelerin yaklaşımından kaynaklandığı değerlendirilmektedir.”

Dönemin OHAL Asayiş Bölge Komutanı emekli Orgeneral Necati Özgen’in NTV’deki Canlı Gaste programında “JİTEM denilen insanlar da subay” dediğini hep birlikte gözlerimizle görüp, kulaklarımızla işitmedik mi?

***

Tabii amaç, “yargılananları” kurtarmak... Yoksa bu kadar göz göre göre komik bir hale düşe düşe üfürülür mü?

Diyarbakır’daki 11 sanıklı davaya bakan mahkeme, bu cevap üzerine görevsizlik kararı vererek dosyayı özel yetkili ağır ceza mahkemesine gönderdi, sizinle iddiaya girerim, bu dava da aynı Şemdinli gibi olacaktır...

***

Bunları yazıp çizen, “hukuka saygı, tutarlılık, açıklık, saydamlık” isteyene...

Ne yapıyorlar?

Mehmet Baransu’ya yaptıklarını...

Genelkurmay Adli Müşavirliği, Adalet Bakanlığı’na “yeterli, etkili ve caydırıcı işlem yapılması”nı isteyen bir yazı gönderiyor, Adalet Bakanlığı yazıyı oradaki bir genel müdür yardımcısı marifetiyle ilgili savcılığa iletiyor, oradaki “kahraman” bir savcı da “basın suçu” için eşi menendi görülmemiş olsa da, Genelkurmay’ın işaret ettiği sanık için derhal “tutuklama” istiyor...

***

Gördüğünüz gibi, “Temel Fıkrası” insanın aklına boş yere gelmiyor.

Askeriyenin, AB “tam üyeliğine” yönelik çok samimi bir reform süreci olmadan kendiliğinden “demokratik” bir zihniyete kavuşacağını sanan çok yanılır...

Keşke tersi olsaydı da bunca skandaldan sonra, hiç olmazsa yeni yıla askeriyenin komedi dizisine dönen “pişkin beceriksizliğiyle” başlamasaydık...

Askerler, Türkiye’yi yönetme konusunda inat etmekten vazgeçip, kendi işlerini yeryüzü standartlarda yapmaya karar verseler de, biz de Türkiye’nin temel sorunlarına dönebilsek...

Ne güzel olurdu ama bunun faydası anlaşılmış olsaydı İttihat Terakki Osmanlı’yı batıramazdı...

Batırmadan anlamıyorlar... Gerçi batırsalar da anlamıyorlar ya...

Mehmet Altan - 02.01.2010 - Star

Hiç yorum yok: